DİLİMİZİN YOZLAŞMASINI İSTEMİYORSANIZ, TÜRKÇEMİZ İÇİN BİRŞEYLER YAPMAK İSTİYORSANIZ SİZ DE ÇABA GÖSTERİP BUNLARI UYGULAYABİLİRSİNİZ :
o Dil bize atalarımızdan miras bırakılmış, nesiller boyu aktarıp korumamız gereken en önemli kültür ögelerimizden biridir. Fakat gelişen dünya ve teknolojiyle birlikte dil yozlaşmaya başlamış yeni yetişen gençlik bu mirası önemsemeyen kendilerine göre yeni bir dil uyduran nesil haline gelmiştir.
Cep telefonu, internet gibi araçlarda sözcüklerimiz kısaltılmış; Türkçe'nin yerine yabancı kelimeler getirilmiştir. Artık insanlar mesajlaşırken sesli harfleri kullanmamaktadır. Bir kişiye mesaj atarken 'nasılsın' yazmak yerine artık 'nbr' yazmayı tercih ediyoruz. Bu kısaltmaları her kelimede kullanıyoruz.

Türkçe'nin yozlaşmasındaki en büyük etkenlerden bir diğeri ise; Batıya duyduğumuz aşırı hayranlık ve herşeyimizle onlar gibi olmak istememizden kaynaklanmaktadır. Oysa Atatürk Batı'nın ilim ve teknolojisiyle kendi kültürümüzü birleştirmeyi hedef edinmiş, bu yolda ilerlemişti. Fakat biz tümüyle Batıyı kendimize örnek alıp, dilimizi de onların diline benzetmeye çalışarak Batı kültürünü kendimize idol edindik. Artık arkadaşlarımızla konuşurken bile yabancı sözcükler kullanmayı tercih ediyoruz. Kelimelere farklı anlamlar yükleyerek kullanıyoruz. Bu da bize Türkçe'nin gittikçe yozlaştığını gösteriyor.
Eğer biz çevremizdeki insanları bu konuda uyarırsak ve en önemlisi dilimizi kullanırken herkesten önce kendimiz dikkat edersek; dilimizin daha fazla başka dillerin etkisine girmeden, sözcüklerin kendi anlamlarını kaybetmeden kullanılmasını sağlayabiliriz.
Atatürk'ün bıraktığı yoldan ilerleyip Türkçe'yi daha düzgün kullanmaya çalışırsak ve bunu her birey önemserse dilimizi kurtarmak ve Türkçe için birşeyler yapma şansımız olur. Unutulmamalıdır ki; dil bir kültürün en önemli simgesidir.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder